Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ABD'nin Operasyonu Hakkında İlk Açıklama: “Olumlu Buldum Ama Yeterli Değil”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin Suriyeye düzenlediği operasyona destek verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, operasyon hakkında yaptığı ilk açıklamada, operasyonu olumlu bulduğunu, ancak yeterli olmadığını söyledi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ABD'nin Operasyonu Hakkında İlk Açıklama: “Olumlu Buldum Ama Yeterli Değil”
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ABD'nin Operasyonu Hakkında İlk Açıklama: “Olumlu Buldum Ama Yeterli Değil”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin Suriyeye düzenlediği operasyona destek verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, operasyon hakkında yaptığı ilk açıklamada, operasyonu olumlu bulduğunu, ancak yeterli olmadığını söyledi. 

ABD’nin Suriye’ye düzenlediği operasyonun ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk kez açıklama yaptı. Bu adımın ilk somut adım olduğunu dile getiren Erdoğan, bu adımı olumlu bulduğunu ancak, yeterli bulmadığını söyledi. 

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
Türküsünde bile canım al yarimi alma diyen bir şehir dünyaya örnek olmaz da ne olur? Bu duyguları hissetmek için insan olmanız, insanlığınızı kaybetmemeniz lazım. İşte İdlib'te yaşananlar ortada. İdlib, Hatay'ın neredeyse bir el uzatımı mesafesinde. Esed rejiminin orada günahsız, suçsuz, savunmasız çocukların kimyasal silahlarla nasıl katledildiğini gördünüz değil mi? Allah onların ailelerine sabırlar versin. Bugün imkan bulursam kimyasal silah saldırısında yaralananları hastanede ziyaret edip geçmiş olsun dileklerimde bulunacağım. Buradan açıkça ifad ediyorum, çocukların hunhanca katlediği bir dünyada kimsenin kendini huzur ve güvende hissetmeye hakkı yoktur.

HER MASUMLA BİRLİKTE İNSANLIĞIN ORTAK VİCDANI DA ÖLÜYOR
Hiç kimse çocuk katliamını DEAŞ'la mücadele kılıfı altında gizlemeye kalkmamalıdır. Suriye'de yaşananlar DEAŞ kılıfına sığmayacak kadar açıktır. PYD, YPG gibi bütün bu güçlerin gerçekleştirdikleri hoyratça saldırıların hiçbir meşruiyeti, vicdanları teskin edecek hiçbir gerekçesi kalmamıştır. Suriye'de, aynı şekilde Irak'ta katledilen her masumla birlikte insanlığın ortak vicdanı da ölüyor. İdlib'deki ve diğer bölgelerdeki mazlumların ahı bir gün mutlaka o zalim şahları yerinden indirecektir. O devlet terörü estirenleri yerinden indirecektir. Bu doğrultuda ABD'nin olumlu açıklamaları ve girişimleri olmuştur. Biz de Suriye'nin can güvenliği için her türlü çabayı destek vereceğimizi duyurmuştuk.

CİDDİ VE NETİCE ALACAK ADIMLARIN ATILMA ZAMMANI GELMİŞTİR
Bu gece Suriye'ye bir operasyon gerçekleştirildi. Suriye'deki o hava üsleri vuruldu. Esed rejimin savaş suçlarına karşı yapılan bu adımı olumlu bulduğumuz buradan ifade etmek istiyorum. Yeterli mi, bunu yeterli görmüyorum. Bundan sonraki süreçleri takip etmeliyiz. Sadece mazlum Suriye halkını korumaya yönelik olarak her konuda ciddi ve netice adımların atılma zamanı gelmiştir. Bize göre Türkiye'nin Suriye'de terörden arındırılmış güvenli bölgeler oluşturma çabasının ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Uluslararası toplum "doğru söylüyorsunuz" dediler ama bu konuda adım atmadılar. Şimdi bölgede insanlık suçu işleyen tüm terör örgütlerini durdurma imkanının bulunduğunu vurgulamak istiyorum.

PARMAKLARINI SALLAYARAK BİZİ TEHDİT EDENLERE YAZIKLAR OLSUN
Amerika'nın İdlib saldırısına karşı koyduğu aktif tavrın bir başlangıç olmasını umuyorum. Suriye'nin geleceğine binlerce kilometre öteden gelenler değil, Suriye halkı karar vermelidri. 3 milyon Suriyeliye gönlümüzü, kapımızı, soframızı da biz açtık. DEAŞ'ın ülkemizi hedef almasının sebebi bizim Suriye'deki kardeşlerimize sahip çıkmamız değil mi? Türkiye tüm bu fedakârlıkları yaparken sırf kendi konforu bozulmasın diye parmaklarını sallayarak bizi tehdit edenlere yazıklar olsun. Türkiye kardeşlerinin can güvenliğini kendisi gibi görmektedir. Siyasi hesabı yoktur. Siyasi hesabı olmayacaktır. Türkiye'nin hem kendi güvenliği hem bölgenin huzuru için mücadele ettiği, terör örgütlerini koruma kalkanına alanlara yazıklar olsun.

BUNLARIN ANLADIĞI DİLDEN HESAPLAŞMANIN YOLU AÇILACAKTIR
16 Nisan Türkiye'nin işte bu çocuk katilleriyle anladıkları dilden hesaplaşmasının da yolunu açacaktır. Türkiye'nin topraklarına göz diken, terör örgütlerini koruyanlara sadece sesini yükseltmekle kalmayacak, çok daha kararlı şekilde 'dur' diyeceği bir dönemin başlangıcı olacaktır.

16 NİSAN'DA ÇOCUK KATİLLERİNE DUR DİYECEK TÜRKİYE OLACAK
Halep, İdlib, Musul'daki insanlık suçu işleyenlerin ve onları destekleyenlerin kulakları bu sizin sesinizle Allah'ın izniyle çınlayacaktır. 16 Nisan'da çocuk katillerine dersini verecek bir Türkiye için evet diyor mu? Büyük devlet olmak için büyük millet olmak lazım. Hamdolsun bizim milletimiz şu anda karşımda. Beyazıd-ı Bestami'nin şehrinden çok gür sadalar çıkıyor. Bizim milletimiz ne kadar büyük millet. Siz kendinizi 15 Temmuz'da ispat ettiniz. Siz 15 Temmuz'da istiklal marşımızda olduğu gibi gövdenizi siper ettiniz.

ZAMAN VE İMKAN OLARAK ÇOK BÜYÜK KAYIPLARA UĞRADIK
Siz helikopterlere, tanklara gögüs gerdiniz. Yılmadınız, üzerine üzerine gittiniz. Ya Rab! Beni bu milletin ferdi olmakla onurlandırdığın için sana sonsuz hamdü senalar olsun. Türkiye'nin demokrasisine burun kıvıranlara demokrasiye nasıl sahip çıkılacağını 80 milyon hep birlikte ortaya koyduk. Türk, Arap, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abazasıyla 80 milyon bunu ispat etti. Şimdi sıra milletimizin büyüklüğüne uygun bir devlet yönetimine sahip olmaya geldi. Ülke olarak kalkınma yarışına benzer şartlarda başladığımız pekçok ülkenin maalesef çok gerisinde kaldık. Koalisyonlar yüzünden zaman ve imkan olarak çok büyük kayıplara uğradık.

TÜRKİYE'Yİ DARBELERLE DİZAYN EDENLER BÖYLE İSTEDİLER
Türkiye son yıllarda olduğu gibi istikrarlı bir yönetime sahip bulunsaydı diğerleriyle aynı civarda bir milli gelire ulaşacaktır. Büyük devlet olmamızın önündeki en büyük engel istikrarın korunamamasıdır. Sorunun istikrar ve güven ortamının tesisinde yaşanan sıkıntılar olduğunda hemfikir miyiz? Çözüm ortada. Çözüm sorunun kaynağı olan yönetim sistemini değiştirmek. Mesela Güney Kore bu teşhisi bizden çok önce yapmış, 1980'lerde yönetim sistemini değiştirmiştir. Portekiz de 1970'lerin sonuna doğru iki partili sistemle istikrarı yakalamıştır. Fransa'da istikrarsızlığı yarı başkanlıkla aşmıştır. Peki biz neden istikrarsızlık üreten bir sistemde ısrar ediyoruz. Çünkü Türkiye'yi darbelerle, krizlerle dizayn etmek isteyenler böyle istediler.
 

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Bekaretini 14 Milyon Liraya Sattı
Bekaretini 14 Milyon Liraya Sattı
Mehmet Ali Erbil’in Kardeşinden Çok Önemli Açıklama
Mehmet Ali Erbil’in Kardeşinden Çok Önemli Açıklama