Cumhurbaşkanı Erdoğan Kaşıkçı Cinayetinin Kan Donduran Detaylarını Anlattı

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kaşıkçı Cinayetinin Kan Donduran Detaylarını Anlattı

Ak Parti grup toplantısında açıklamalar yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Cinayetle ilgili yanıtlanması gereken sorular olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yerli işbirlikçinin kim olduğunu sordu. Açıklamalarında Suudi Arabistan'a çağrıda bulunan Recep Tayyip Erdoğan 18 tutuklunun İstanbul'da yargılanması gerektiğini Çünkü olayın İstanbul'da gerçekleştiğini söyledi.

Gündem Haberleri - 2018-10-23 14:17:20

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün Ak Parti grup toplantısında gazeteci Kemal Paşa'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesine dair soruşturmanın detaylarını paylaştı.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;

“Geçtiğimiz hafta bir Moldova ziyaretimiz oldu. Çok verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Bu ülkenin ayrılmaz bir parçası olarak gördüğümü Gökoğuz'da çeşitli programlara katıldık. 15 bin kişinin katıldığı meydan mitingini yerine getirdik. Kısa süre önce gittiğimiz Macaristan'dan da güzel anılarla döndük. Bizim fiziki sınırlarımız başkadır gönül sınırlarımız başkadır. Biz bir adım attığımızda muhattaplarımızın buna üç beş adımla karşılık vermesi oralarda aynı sevginin yaşadığının göstergesidir. İnşallah dostlarımızla güvenli bir gelenek inşasını sürdüreceğiz.

YATIRIM 10 MİLYAR DOLAR CİVARINDADIR

Cuma günü İzmir'de, Cumartesi Diyarbakır'da, Pazar günü İstanbul'da çeşitli programlarda vatandaşlarımızla biraraya geldik. Azerbaycan'ın Socar projesindeki yatırımı 10 milyar dolar civarındadır. Burada yılda 10 milyon ton ham petrol işleme kapasitesi olacak. Bu yatırımın hayata geçirilmesi konusunda dirayeti sebebi ile dostum Aliyev'e bir kez daha teşekkür ediyorum. Tabii bu tesis özelleştirme ile Azerbaycan'a geçtikten sonra burada bir liman projesi hayata geçirildi.

ERDOĞAN KAÇIKÇI CİNAYETİYLE İLGİLİ AYRINTILARI ANLATIYOR

Merhum Cemal Kaşıkçı'ya rahmet, merhumun ailesine, vatandaşı olduğu Suudi Arabistan halkına başsağlığı diliyorum. Şöyle bir kısa hafıza tazelemesi yapalım. Kaşıkçı, ilk olarak 28 Eylül Cuma günü saat 11.50'de evlilik işlemleri için konsolosluğuna gidiyor. Bir planlama çalışmaya başlıyor. Konsolosluk görevlilerinden bazıları acele ile ülkelerine gitmeleri, hazırlık çalışmalarının orada yapıldığını gösteriyor. 1 Ekim tarihinde saat 16.30'da operasyondan bir gün önce, yani pazartesi, 3 kişilik bir ekip tarifeli seferle İstanbul'a inip önce otele yerleşiyor, sonra başkonsolosluğa gidiyor. Bu arada bir başka ekip de Belgrad Oramanı ve Yalova'da keşif çalışmaları yapıyor. 3 kişilik bir ekip yine İstanbul'a gelip otele yerleşiyor. Aralarında generallerin de bulunduğu 9 kişilik ekip de havalimanına inip başka otele gidiyor. 15 kişiden oluşan bu ekip sabah 09.50 ile 11.00 saatleri arasında ayrı ayrı gelip buluşuyor. Kamera sistemindeki hard disk sökülüyor. Kaşıkçı, saat 13.08'de konsolosluk binasına yaya olarak giriyor. Tabii, nişanlısı kendisi ile beraber. Bu saatten sonra da kendisinden haber alınamıyor. Akşam saat 17.50'de ülkemiz resmi makamlarına nişanlısı tarafından Kaşıkçı'nın konsolosluk binasında zorla alıkonulduğu şeklinde bir başvuru yapılıyor. İlgili birimler çalışmalar yapılıyor. Viyana Sözleşmesi gereği diplomatik dokunulmazlığa sahip olduğu için, bu da tartışma konusu oldu artık, masaya yatırılacak. Başkonsolosluk binası ve görevlileri hakkında fiili bir işlem yapılımıyor.
Cinayetin olduğu günün arifesinde çeşitli uçaklarla 15 görevli ve adli tıpçının ülkemize geldiği görülüyor. Bu kişilerden ülkemizden ayrıldığı tespit ediliyor. Dublör ve yanındaki şahsın da akşam Riyad'a hareket ettiği görülüyor.
Önce tabii bazı şeyleri sormak ve bunun da cevabını aramak zorundayız. Zira bu olay İstanbul'da gerçekleşiyor. Sorumluluk makamındayız. Öyleyse, bunu sorgulamak hakkımızdır. Meselenin üzerindeki sis bulutu yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladıkça diğer ülkeler de harekete geçtiler. Biz de cinayet karşısında sessiz kalmayacağımızı, her türlü adımı atacağımızı ifade ettik. Hiç kimseyi haksız yere zan altında bırakmamak için araştırmaların sonucunu bekledik. Suudi Arabistan Kralı ile 14 Ekim'de yaptığımız görüşmede kendisine meseleyi elimizdeki bulgular ışığında anlattım. Ortak çalışma grubu konusunda mutabık kaldık.
 Suudi Başkonsolos'un kifayetsizliğini Kral hazretlerine söyledim, görevden alındı.
 18 Ekim'de bir kez daha binada inceleme yapıldı. 19 Ekim tarihinde Suudi Arabistan yönetimi Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü resmen kabul etti. Yönetim, arbedede öldüğünü söyledi. Kral ile bir konuşma daha gerçekleştirdik. Olaya karıştığı belirtilen 18 kişinin şu an tutuklandığını ifade etti. 
 21 Ekim'de de ABD Başkanı Trump ile kapsamlı bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek olayın tüm yönleriyle aydınlatılması konusunda mutabık kaldık. Biz tüm bu süreci devlet ciddiyetine uygun şekilde yürüttük, yönettik. Buna rağmen ülkemizi karalamak, hedef saptırmak için çeşitli medya mecralarında yoğun bir kampanya yürütüldü. Kimler tarafından, ne amaçla yapıldığını gayet iyi biliyoruz.
Şu sorular herkesin kafasını kurcalamaya devam ediyor: Olayla ilişkili vasıflara sahip 15 kişi cinayet günü niçin İstanbul’da toplanmıştır. Biz bu soruya cevap arıyoruz. Bu kişiler kimden emir alarak olarak gelmişlerdir. Cevap arıyoruz. Başkonsolosluk binası niçin hemen değil de günler sonra incelemeye açılmıştır. Cevap arıyoruz. Cinayet açıkça ortadayken onca tutarsız açıklama niçin yapılmıştır. Cesedin yerli işbirlikçiye verildiği ifadesi doğruysa bu kimdir? Ceset hala neden ortada yok? Bu sorular cevaplanmadan mesele kapatılmayacak.
Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili 18 kişinin İstanbul’da yargılanması benim talebimdir.
Böylesine kritik bir soruşturmanın, cinayet olayıyla en küçük bir irtibat şüphesi olmayan, gerçek manada tarafsız ve adil bir heyet tarafından yapılması çok önemlidir. Bu, bir siyasi cinayet olduğuna göre, şayet varsa, diğer ülkelerdeki suç ortaklarının da soruşturmaya dahil edilmesi gerekiyor."

Sende Yorumla...
DİĞER HABERLER